selamlar tebernüş bey...uzun zamandır bu siteyi takip ederim..

selamlar tebernüş bey...uzun zamandır bu siteyi takip ederim...ancak bir konuda görüşünüze katılmıyorum...belki haklıda olabilirsiniz...ama görünen köy klavuz istemez...bundan 15 sene önce kurtköyün daha adı bile yokken işyerimden bir arkadaşım sırf havalimanı var oraları zamanla gelişecek diye sıfır bir daire almıştı...ancak yıllar geçti evin değeri artmak bir yana dahada düştü...çünki pendik varken kimse o sanayi organize bölgelerine kaymak istemiyor...gidenler var o ayrı...ama o kadar çok bitmiş o bölgelerde yeni projeler varki...kimse ulaşıma yakın ve her türlü hizmeti alabileceği bilindik yılların merkezi semtleri varken macera peşine düşmek istemez....heleki merkez her zaman merkezdir...proje sahipleri merkezi yerlerde arsa bulamadığı için mecburen bu tür bölgelere yatırım yapıyor....medyaydı,gazete reklamlarıydı,maketti şuydu buydu bir şekilde satabildiğini satıyor...işi bitince oralardan ev almış şahıs gerçeklerle yüz yüze kaldığını yaşamaya başlayınca anlıyor...istanbulun bir çehresi ve oturmuş semtleri vardır...ataşehir bir istisnaydı...çünki büyük bir arsa planı üzerinde yapılmış kısmen düzenli bir projeydi...en büyük artısı merkezi bir konumda sayılırdı...etrafındaki alışveriş yerleri orayı değerli yaptı...ama aynı şeyler diğer kırsal yerlerde yapılan yerler için maalesef geçerli olamadı...benim kişisel görüşüm düzgün bir semtte her zaman para edeceğini bildiğiniz bir semtte eski yenide olsa düzgün bir kelepir yakalamak..içini eskide olsa tadilat yapmak..vede oturmak..otoparkı olduktan sonra ve ulaşım sorunu olamdıktan sonra o ev altın yumurtlamaya devam eder...her zaman iddia ediyorum...merkezi bir yerdeki evmi daha hızlı satılır yoksa yeni kırsal yerlerdeki ikinci ele düşmüş reklam güzeli projelerdeki evlermi...bana göre bunca insan merkezde oturmaya devam ediyorsa vardır bir sebebi...acar kent misali süper zengin bir şahıssanız zaten araba sorununuzda yoktur...böyle kırsal yerlerde mutlaka otoparkında en az 2 aracınızın bulunması lazımdır...biri ekmek almaya yakın yerlere alışveriş için diğeride gezmek dolaşmak hava almak için....saygılarımla..

---

Yanıt : Selam. Görüşlerimiz arasında neredeyse benzerlik yok)) Yine de saygı duyuyorum... Önümüzde uzun yıllar var... yaşarsak hep bareber burada değerlendiririz... İddia ediyorum İstanbul'un merkezi lokasyonları çöküntü bölgesi olmaya aday... Niçin? Şimdi sıralıyorum 1) Mevcut bina stoku yaşlı, yorgun ve kötü... olası 6-6.5 şiddetindeki bir depremden sonra merkezlerde kimse kalmaz... Herkes gelişme akslarına kaçar... 2) Merkezi lokasyonlardaki mevcut binaların önemli kısmında otopark, park, güvenlik ve yalıtım sorunu var. 3) Gelişme aksları da kendi içinde gelişiyor. Doluluk oranları yüzde 80'lerden fazla... Bu kadar insanın fiziksel olarak merkezlere sığması imkansız))