O üçgen su mu alıyor?

Takvimler 2008 yılını gösteriyordu. Bir yazı kaleme almıştım. Yazının başlığı "Bu üçgene dikkat"di. Aradan 9 yıl geçti. 10. yıldan gün aldı. Yazı yüz binlerce kişi tarafından okundu.

Bahsettiğim yazıya Buraya tıklayınız adresinden ulaşabilirsiniz. Önce yazıyı kaleme almama giden yolu anlatayım. Galiba yaşlanıyorum. Anılarımı anlattığıma göre aksini düşünmek doğru olmaz. Bahsettiğim tarihler aslında çok uzak değil. Ama öyle hızlı yaşamışız ki sanki 1 asır öncesinden bahsediyoruz gibi geliyor.

Yıl 2005'ti. İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi kurulmuş. Başında Prof. Dr. Hüseyin Kaptan var. 1/100 binlik planı hazırlıyorlar. Hüseyin Hoca ve ekibi öyle bir planlama yapmış ki plan kendi kendisiyle çelişiyor. O dönem emlak gazeteciliği yeni doğuyor. Kimse planın ne olduğunu da bilmiyor. Basında en son imar planlarını Milliyet'in efsane belediye muhabiri Abdullah Öğülmüş 1980'li yıllarda yapmış. Ondan sonra İstanbul ve basın "imar planı" kavramını unutmuş. Meydan boş. Türkiye gündemi çok sakin. Yazdığım her haber otomatik olarak gazetenin manşetinde. Şimdi gündem o kadar yoğun ki aynı haberlerin yüzüne bakan olmaz.

Hüseyin Hoca çok iyi niyetli bir kişiliğe sahip. Çok kibar bir beyefendi. Anlattıklarının haber açısından ne anlama geldiğini tahmin edemiyor. Taksim Tepebaşı'ndaki İstanbul Metropoliten Planlama Merkezi'nin duvarlarında haritalar var. Her harita ayrı ayrı manşet olacak nitelikte. Takır takır fotoğraflarını çekiyorum. Ertesi gün haberi patlatıyorum. Ortalık yıkılıyor. Sonra günlerce devam ediyor. O üçgende 1 milyondan fazla nüfus yaşayacağını o dönemde haber yaptık.

2006 yılı... Eylül ayı... Dönemin TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ile görüşüyoruz. Kayabaşı'nda 60 bin konutluk uydukent yapacağını söylüyor. Haberi yine patlatıyorum. O tarihte dünyanın en büyük uydukenti... Haber yine manşet. Günlerce konuşuluyor.Buraya tıklayınız

Yıl 2008... TOKİ Kayabaşı'ndaki uydukentin ilk etabını satışa çıkaracak. "Bu üçgene dikkat!" yazısını kaleme alıyorum. Sağolsun o zaman TOKİ İstanbul Bölge Müdürlüğü'nden Ali Seydi Karaoğlu bilgileri ve yazıyı kontrol ediyor. O tarihlerde Kayabaşı -bugünkü adıyla Kayaşehir- kuş uçmaz, kervan geçmez bir yer. Bir haber daha patlatıyoruz. "TOKİ Kayabaşı konutları nerede?" diye. Bu haberi www.emlakkulisi.com'da yayınlıyoruz. Haber tıklanma rekorları kırıyor. Bunları detaylı anlatıyorum. Çünkü detayları gelecek nesillere aktarmak yaşayanların en önemli borcudur. Geçmişin detaylarını ne kadar iyi bilirsek geleceği de o kadar iyi anlarız. Geleceğe yönelik tahminlerimiz o kadar isabetli olur.

Takvimler 2008 yılı Kasım ayını gösterdiğinde TOKİ'nin Kayaşehir'deki uydukentin ilk etabını satışa çıkacağı haberini yapıyoruz. İlgili habere Buraya tıklayınız adresinden ulaşabilirsiniz. Sonrasında bayrağı benden emlakkulisi.com'un cevval muhabir ve editörleri aldı. Hala da haber yapmaya devam ediyorlar. Yani üçgenin her aşamasını 10 yıla aşkın süredir haber yapıyoruz.

Üçgen beklentileri karşıladı mı? Başlangıcını baz alırsak gidişat fena değil. Ancak bu kadar olabilir. "Olması gerekenden de iyi gitti" dersek yanılmayız.


Şimdi gelelim üçgenin zaaflarına


1) Aradan geçen 10 yılda Halkalı'nın tamamı yapılaştı. Ama Marmara Üniversitesi ve kooperatif alanları dahil yeni yapılaşma olacak. Bunlar ilave olarak geldi. 10 yıl önce gündemde yoktu. Halkalı'ya yapılacak Temapark hala açılmadı. Yakın zamanda da açılacak gibi görünmüyor. Gebze'den gelip Halkalı üzerinden Çerkezköy'e gidecek metro-hızlı tren şimdilik Zeytinburnu'nda. Bir kaç yıla kadar Halkalı'ya ulaşacak. Çerkezköy'e ne zaman ulaşır, belli değil. Fuar alanı iptal edildi. 2005 yılında satışa çıkarılan projelerin kataloğunda yer alan havarayın ne zaman geleceği belli değil.

2) Basınekspress Yolu, merkezi iş alanı olacaktı. Konut sayısı ofisi sayısından fazla. Konutta arzın devamı da geliyor. Planlanan daha fazla ofisti.

3) Kayaşehir'e inşa edilecek şehir hastanesinin açılışı gecikti. Ama inşaat son dönemde hızlandı.

4) Ispartakule az yoğunluklu yapılaşması ve temiz havası ile çocuklu ailelerin gözdesi olacak iken lejantlar pervasızca değiştirildi. Emsaller gereksiz yere artırıldı. Ispartakule'nin fırıldakları gereksiz beklentiler oluşturdu. Buraya tıklayınız adresindeki yazıda detaylı olarak konuyu anlattım.

5) Bahçeşehir metroyu bekliyor.

6) Halkalı ve Güneşli'yi besleyen Atatük Havalimanı'nın kapanması gündemde.

7) Özellikle üçgenin Kayaşehir bölgesinde yapılan son ihalelere katılan şirketler olmayacak toplam hasılat ve idare payı teklif ettiler.

Şirketlerin ihalelerde verdikleri teklifleri görünce "Herhalde bir bildikleri vardır " demiştik. Projeye olan talebi görünce aslında bildikleri bir şey olmadığını anladık. Bu saydıklarım olumsuz gelişmeler.


Şimdi gelelim olumlu gelişmelere


1) Kanal İstanbul projesi yoktu. 2011 yılında açıklandı. Aslına bakarsanız ilk Kanal İstanbul projesi -yakın tarihte- 1991 yılında açıklanmış. Buraya tıklayınız adresinde detayları bulabilirsiniz. Yeni dönemde ise 2011 yılında revize edilerek  ve geliştirilerek duyuruldu. Adım adım inşaatına doğru ilerleniyor. Nereden geçeceği resmi olarak açıklanmasa da üçgene ciddi katkısı olur.

2) 3. havalimanı Silivri'ye inşa edilecekti. Arnavutköy'e kaydırıldı.

3) Atatürk Havalimanı 10 milyon metrekarelik alan üzerinde. Bu kadar büyük bir alan boş bırakılmaz. Mutlaka cazibe merkezi olacak bir proje geliştirilir.

4) 3. köprü açıldı. Devamı da gelecek yıllarda inşa edilecek.


Sonuç: Üçgen gelecek vaat ediyor.

İstanbul'un gelecekte en fazla prim yapacak lokasyonlarından. Ulaşım ve sağlık yatırımları gecikiyor. Ama bu gecikme normal. Sadece Türkiye'de değil dünyada büyük yatırımlar gecikir.  Buraya tıklayınız adresindeki haber dünyanın ve Türkiye'nin ne durumda olduğunun özeti.

Geçmişte üçgende yapılan en büyük hata yatırımlarda kısa vadeli büyük beklentilerin oluşturulmasıydı. Şimdi yaşanılan bu beklentilerin gecikmesinden kaynaklanan hazım süreci. Bu hazım biraz zaman alır. Matematiğe uygun olması ve Buraya tıklayınız adresindeki yazıda bahsettiğim kurallara uyulması şartıyla bu üçgen gelecek vaat ediyor.

Bu üçgen eskiden yerli talebiyle ilerliyordu. Şimdi ise yabancı talebi de var. 2. köprü -yani Fatih Sultan Mehmet Köprüsü- açıldığında güneyininin yapılaşmasını ve artışı sağlamış. 3. köprü -yani Yavuz Sultan Selim Köprüsü- de güneyinin gelişmesini sağlayacak. Uzun vadede bu üçgen kazandırmaya devam edecek. Ama siz matematiği hiç elden bırakmayın. Gözünüz üçgende olsun.

Not: Sitemizin yeni formatı bu. Aşağıda konu ile ilgili yorum yapabileceğiniz bölüm de açtık. Yorum yapabilirsiniz. Ayrıca beğendiğiniz yazıları lütfen sosyal medyada paylaşın.