Datça'da yatırım yapmak nasıl bir fikir?
Soru
ben istanbulda yaşıyorum. datça karaköyde arsa almak istiyorum. bu konuda görüşleriniz nedir.
Yanıt : Geçtiğimiz günlerde platformun okurlarından Vehbi Mutlu Geldi'nin gönderdiği e-maili paylaşayım... Kendisi sıkı bir Datça aşığıdır Önümüzdeki 5-10 yıl Datça yılı olacak ve bu yıl Marinalarla başladı demiştim değil mi ? -İşte artık yazılmaya başlandı... -Mütekabiliyet yasası ile satılacak en güzel bölge..ve bunu Sinpaş genel müdürü her kezin ortasında dile getirdi. Havaalanı istiyoruz dedi.. -Ve Datça da geçirdiğim 1 aylık süre içerisinde bazı koylar üzerine yapılan planları gördüm.. Yani bölge uçacak gözüküyor... , dilerim planlı ve talansız olur..Çünkü Palamut bükü ve diğer büklerin durumunu hiç beğenmedim. Ne dersiniz...sadece sesli düşündüm..sizinle benim aramda duyulacak kadar. Datçalıları yeni bir tehlike bekliyor Ey Datçalılar, sevgili Betçeliler, değerli Reşadiyeliler, Yarımada'nın güzel insanları, lütfen bu yazıyı dikkatli okuyun. Evirin çevirin tekrar tekrar okuyun. Okumayanlara da anlatın. Çünkü bu yazı, gelecekte pişmanlıklar yaşamanızı engellemek içindir. Hani "Akın var akın, güneşin zaptı yakın" diye başlayan bir şiir vardır, işte bunu, "Akın var akın, Datça'nın zaptı yakın" diye okuyabileceğimiz bir süreçteyiz. Evet, Datça bir cennet, eşi benzeri yok. Evet, Datça'yı görenlerin çoğu bir daha vazgeçemiyor. Ama Datça bir yandan da Gerçek Datçalılara yabancılaşıyor, Çakma Datçalılara ve rant peşindeki Kenelere yurt oluyor. "Oğlumu evlendireceğim, kızımı nişanlayacağım, son model otomobil alacağım, cebimi parayla doldurup eğleneceğim" diye evini, tarlanı, bahçeni, arazini satma. Acil ihtiyacın olmadıkça malını mülkünü elden çıkarma. Eğer satacaksan, Datça'ya faydası olacağına, yakışacağına, sorun yaratmayacağına inandığın insanlara sat. Bunları yazmamın 2 nedeni var. Birinci neden, Kuşadası, Bodrum, Marmaris gibi örneklerden kaynaklanmaktadır. Aranızda Marmarislilere özenenlerin olduğunu biliyorum. Ama gerçek Marmarisliler, Marmaris'te azınlıkta kaldı. Geleceği düşünmeden malını mülkünü elinden çıkaran Marmarislilerin çoğu, bugün taksicilik, içmelere dolmuş teknecilik, mahalle bakkallığı yapmaya çalışıyor. "Biliyon mu, bu otelin yerini, şu binanın arsasını ben sattım" diye iç geçiriyor. Eline geçen parayı doğru kullanamadığı için kazancı bol, itibarlı işleri hep dışarıdan gelenler yapıyor. Marmarisli, ilçesinde olup bitenleri artık bir yabancı gibi izliyor Ya Bodrum? Bodrum'daki gelişmeleri şaşkınlıkla izleyen Bodrumlu, ilçenin nasıl değiştiğini anlamakta zorlanıyor. Anahtar mevkiler ve işler, dışarıdan gelenlerin elinde. Bodrumlu artık yabancıların yanında çalışıyor. Sosyal yapı öylesine değişmiş ki, bir tartışma çıktığında Bodrumlu sesini yükseltemiyor. Biraz diklense, "Biz büyük aileyiz, aşiretiz, şuyuz buyuz" diyen, yol yordam bilmez, kanun tanımaz kalabalıkların saldırısına uğruyor. Yediği dayak yanına kar kalıyor. Kuşadası'nda ise durum içler acısı. Beton çölüne dönmüş koca Kuşadası'nda denize girmek için ya Kadınlar Plajı denilen berbat yere ya da ilçe dışındaki, Milli Park ilan edilmesi nedeniyle kurtulmuş Davutlar'a gideceksiniz. İşyerlerinin büyük bir bölümü sonradan gelenlerin eline geçmiş. Adalı yabancı kalmış, bir yerli bulduğunda hasret giderir duruma düşmüş. Hiçbir şeye sesini çıkaramıyor, çünkü hemşerilerini, aşiretini toplayan üstüne geliyor. Dayak yemekten yorulmuş. Kısacası Kuşadası'nın, Marmaris'in, Bodrum'un yerlisi, olmuş yabancı, çakmalar, kavgacı kalabalıklar ve rant peşindeki keneler ise kral. Para, güç, makam, siyaset hepsi çakmalarda. Aman yanlış anlaşılmasın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her birey, istediği yere yerleşir. Sorun yaratmayana, fayda sağlayana, kalite getiren kim ne diyebilir ki? Ama kimileri vardır ki, ilk geldiklerinde utangaç, sıkılgan, dikkatlidir. Zamanla, kendileri gibilerini buldukça, yakınlarını, hemşerilerini de getirdikçe sesini yükseltmeye, dayılanmaya, kaba kuvvetle ya da başka yollarla toplumda kendini kabul ettirmeye çalışır. Şimdi gelelim ikinci nedene. Kulağım deliktir. Medyada çalıştığım için de antenlerim açıktır. Ankara'da dönen dolapları duyarım. Sinek uçsa haberim olur. Hepsinden önemlisi, bakanlıklarda hazırlanıp, Meclis'teki iktidar Milletvekillerine gönderilen, onların da Başkanlığa verdiği kanun tasarılarından hemen haberim olur. Datça Yarımadası üzerinde büyük hesaplar yapıldığı hep söylenir. Ama bu kez durum çok ciddi. Yeni sermaye sahipleri, yabancı yatırımcılar ve bazı akademisyenler Datça planı üzerinde harıl harıl çalışıyor. Bu planın özünde 5 yıldızlı onlarca otel var. Rant paylaşımında sorun olmazsa, yakında kokusu çıkacak. Hangi köylerin, hangi koyların hedefte olduğunu anlayacaksınız. Benden size dost uyarısı, özellikle Mesudiye, Palamut Bükü ve Emecik, köylerindeki, Domuz Çukuru, Gök Liman, Murdala, Mersincik, Kızılbük, Ovabükü, Sarı Liman, Alavara, Değirmenbükü, Bağlarözü, Gereme, Kargı gibi koylarda, mülkünüz varsa sakın satmayın. "Ne güzel işte, 5 yıldızlı oteller geliyor" diyenler sizi yanıltmasın, gerçekleri sırasıyla yazacağım. Datçalının ilçede yabancı kalmaması, Datça'nın bitmemesi, çocuklarınızın geleceği ve pişmanlıklar duymamanız için lütfen uyarılarımı dikkate alın. Not: Bu yazıyı, çekmecelerinden tapu, banka hesaplarından para taşan tuzu-kuru Çakma Datçalılar okumasın. Nedenini onlar bilir. G.Evren
Tebernüş Kireçci tarafından yanıtlandı. Yanıt : Geçtiğimiz günlerde platformun okurlarından Vehbi Mutlu Geldi'nin gönderdiği e-maili paylaşayım... Kendisi sıkı bir Datça aşığıdır Önümüzdeki 5-10 yıl Datça yılı olacak ve bu yıl Marinalarla başladı demiştim değil mi ? -İşte artık yazılmaya başlandı... -Mütekabiliyet yasası ile satılacak en güzel bölge..ve bunu Sinpaş genel müdürü her kezin ortasında dile getirdi. Havaalanı istiyoruz dedi.. -Ve Datça da geçirdiğim 1 aylık süre içerisinde bazı koylar üzerine yapılan planları gördüm.. Yani bölge uçacak gözüküyor... , dilerim planlı ve talansız olur..Çünkü Palamut bükü ve diğer büklerin durumunu hiç beğenmedim. Ne dersiniz...sadece sesli düşündüm..sizinle benim aramda duyulacak kadar. Datçalıları yeni bir tehlike bekliyor Ey Datçalılar, sevgili Betçeliler, değerli Reşadiyeliler, Yarımada'nın güzel insanları, lütfen bu yazıyı dikkatli okuyun. Evirin çevirin tekrar tekrar okuyun. Okumayanlara da anlatın. Çünkü bu yazı, gelecekte pişmanlıklar yaşamanızı engellemek içindir. Hani "Akın var akın, güneşin zaptı yakın" diye başlayan bir şiir vardır, işte bunu, "Akın var akın, Datça'nın zaptı yakın" diye okuyabileceğimiz bir süreçteyiz. Evet, Datça bir cennet, eşi benzeri yok. Evet, Datça'yı görenlerin çoğu bir daha vazgeçemiyor. Ama Datça bir yandan da Gerçek Datçalılara yabancılaşıyor, Çakma Datçalılara ve rant peşindeki Kenelere yurt oluyor. "Oğlumu evlendireceğim, kızımı nişanlayacağım, son model otomobil alacağım, cebimi parayla doldurup eğleneceğim" diye evini, tarlanı, bahçeni, arazini satma. Acil ihtiyacın olmadıkça malını mülkünü elden çıkarma. Eğer satacaksan, Datça'ya faydası olacağına, yakışacağına, sorun yaratmayacağına inandığın insanlara sat. Bunları yazmamın 2 nedeni var. Birinci neden, Kuşadası, Bodrum, Marmaris gibi örneklerden kaynaklanmaktadır. Aranızda Marmarislilere özenenlerin olduğunu biliyorum. Ama gerçek Marmarisliler, Marmaris'te azınlıkta kaldı. Geleceği düşünmeden malını mülkünü elinden çıkaran Marmarislilerin çoğu, bugün taksicilik, içmelere dolmuş teknecilik, mahalle bakkallığı yapmaya çalışıyor. "Biliyon mu, bu otelin yerini, şu binanın arsasını ben sattım" diye iç geçiriyor. Eline geçen parayı doğru kullanamadığı için kazancı bol, itibarlı işleri hep dışarıdan gelenler yapıyor. Marmarisli, ilçesinde olup bitenleri artık bir yabancı gibi izliyor Ya Bodrum? Bodrum'daki gelişmeleri şaşkınlıkla izleyen Bodrumlu, ilçenin nasıl değiştiğini anlamakta zorlanıyor. Anahtar mevkiler ve işler, dışarıdan gelenlerin elinde. Bodrumlu artık yabancıların yanında çalışıyor. Sosyal yapı öylesine değişmiş ki, bir tartışma çıktığında Bodrumlu sesini yükseltemiyor. Biraz diklense, "Biz büyük aileyiz, aşiretiz, şuyuz buyuz" diyen, yol yordam bilmez, kanun tanımaz kalabalıkların saldırısına uğruyor. Yediği dayak yanına kar kalıyor. Kuşadası'nda ise durum içler acısı. Beton çölüne dönmüş koca Kuşadası'nda denize girmek için ya Kadınlar Plajı denilen berbat yere ya da ilçe dışındaki, Milli Park ilan edilmesi nedeniyle kurtulmuş Davutlar'a gideceksiniz. İşyerlerinin büyük bir bölümü sonradan gelenlerin eline geçmiş. Adalı yabancı kalmış, bir yerli bulduğunda hasret giderir duruma düşmüş. Hiçbir şeye sesini çıkaramıyor, çünkü hemşerilerini, aşiretini toplayan üstüne geliyor. Dayak yemekten yorulmuş. Kısacası Kuşadası'nın, Marmaris'in, Bodrum'un yerlisi, olmuş yabancı, çakmalar, kavgacı kalabalıklar ve rant peşindeki keneler ise kral. Para, güç, makam, siyaset hepsi çakmalarda. Aman yanlış anlaşılmasın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her birey, istediği yere yerleşir. Sorun yaratmayana, fayda sağlayana, kalite getiren kim ne diyebilir ki? Ama kimileri vardır ki, ilk geldiklerinde utangaç, sıkılgan, dikkatlidir. Zamanla, kendileri gibilerini buldukça, yakınlarını, hemşerilerini de getirdikçe sesini yükseltmeye, dayılanmaya, kaba kuvvetle ya da başka yollarla toplumda kendini kabul ettirmeye çalışır. Şimdi gelelim ikinci nedene. Kulağım deliktir. Medyada çalıştığım için de antenlerim açıktır. Ankara'da dönen dolapları duyarım. Sinek uçsa haberim olur. Hepsinden önemlisi, bakanlıklarda hazırlanıp, Meclis'teki iktidar Milletvekillerine gönderilen, onların da Başkanlığa verdiği kanun tasarılarından hemen haberim olur. Datça Yarımadası üzerinde büyük hesaplar yapıldığı hep söylenir. Ama bu kez durum çok ciddi. Yeni sermaye sahipleri, yabancı yatırımcılar ve bazı akademisyenler Datça planı üzerinde harıl harıl çalışıyor. Bu planın özünde 5 yıldızlı onlarca otel var. Rant paylaşımında sorun olmazsa, yakında kokusu çıkacak. Hangi köylerin, hangi koyların hedefte olduğunu anlayacaksınız. Benden size dost uyarısı, özellikle Mesudiye, Palamut Bükü ve Emecik, köylerindeki, Domuz Çukuru, Gök Liman, Murdala, Mersincik, Kızılbük, Ovabükü, Sarı Liman, Alavara, Değirmenbükü, Bağlarözü, Gereme, Kargı gibi koylarda, mülkünüz varsa sakın satmayın. "Ne güzel işte, 5 yıldızlı oteller geliyor" diyenler sizi yanıltmasın, gerçekleri sırasıyla yazacağım. Datçalının ilçede yabancı kalmaması, Datça'nın bitmemesi, çocuklarınızın geleceği ve pişmanlıklar duymamanız için lütfen uyarılarımı dikkate alın. Not: Bu yazıyı, çekmecelerinden tapu, banka hesaplarından para taşan tuzu-kuru Çakma Datçalılar okumasın. Nedenini onlar bilir. G.Evren
Yorumlar
Henüz yorum yok.
Üye işlemlerinden üye olup / giriş yaparak sizde yorum yapabilirsiniz. Üye işlemleri için tıklayın