Merhaba Sn.Kireçci, şahsınızı ve değerli takipçilerinizi u
Merhaba Sn.Kireçci, şahsınızı ve değerli takipçilerinizi uzunca zamandır sessiz sedasız izlemekteyim. Emlak konusundaki deneyim ve öngörülerinizi paylaştığınız bu platformda, altyapınız ve tecrübenizle bir ekonomist gibi ısrarla altını çizdiğiniz, ağırlıkla "prim" ve "yatırım" suallerine karşılık sıkça dile getirdiğiniz bir konu... Faiz oranları ve siyasal istikrar... Birçok kişinin gerek yatırım gerekse oturum olarak konut edinmişliği ve buna istinaden kredi borcu olduğunu ya da önümüzdeki süreçte olacağını göz önünde bulundurursak, siyasal anlamda her iki kişiden hangisinin olunduğunun hiçbir ehemmiyeti olmadığı kanaatindeyim. Çoğu zaman "belirleyici" bir unsur olarak gördüğünüz siyasal istikrarın devam etmesine karşın, bugün itibariyle beklediğinizmiz gibi faiz oranlarının yaklaşık 0,05 oranında artış göstermesini nasıl "okuduğunuzu" merak etmekteyim. Bu rakamların yukarı doğru seyredeceğini düşünüyor musunuz? Bir apartman dairesinden çok, yaşam alanı sunan projelerde fiyatların zaten yüksek olduğunu düşünürsek, artan faiz oranlarının toplamda çok ciddi oranlar farkettirmeyeceği ve önümüzdeki süreçte talebi yavaşlatmayacağı fikrine nasıl bakıyorsunuz? Selam ve Saygılarımla..
Cevap : Öncelikle teşekkür ederim. Çok zevkli bir soru sormuşsunuz... Bu ülkede emlak balonunun oluşmasının önündeki en büyük engel siz ve sizin gibi emlak konusunda makro düşünen insanlar olacaktır... Siyasal istikrar talebin devamı açısından önemliydi... Bu gerçekleşti... Orta ve uzun vadede talep artarak devam edecek... Faiz oranlarının yükselmesi ciddi bir sorun... Fakat çözümü olmayan bir sorun değil... Biz bunu daha önce de görmüştük... 2008 yılında... Güneşli havalarda bol bol koyu renkli şemsiye dağıtan bankacılar yağmurlu havalarda şemsiyeleri toplamışlardı)) Toplamaya başlamışlardı)) Artık Türkiye'de bankacılar da konut ve inşaat sektörünün batmayacağına inanıyorlar... Hiç unutmuyorum 2009 yılında taşıt kredisi için bankaya başvurduğumda sevgili Garanti Bankası, iş yaptığımız sektörün yani konut ve inşaatın risk taşıdığını gerekçe göstererek istediğim vadede kredi vermemişti)) Tabi bugünkü suç bankacılarımızda değil Merkez Bankası ve BDDK'da... Bugün gelinen noktada konut ve inşaat sektörü Türkiye'de ekonominin lokomitifi... Lokomatif durursa arkadaki vagonlar kıpırdamaz... Hükümetin bu noktada adım atacağını tahmin ediyorum... Hükümet son sözü söylemedi... Varsayalım hükümet de bu konuda adım atmadı... Bu kez sektör kendi çözüm yollarını geliştirecek... Geliştirmek mecburiyetinde... Kredileri sübvanse ederek... Yüksek personel ve genel giderler dolayısıyla inşaat sektörünün durma şansı yok... Gelişmeleri hep beraber takip edeceğiz...