emlka balonu yok, hızla fakirleşiyoruz
Merhaba, uzun zamandır emlak balonu var mı yok mu, varsa ABD'deki mortgage krizi gibi bizi de vurur mu vurmaz mı tartışması yapılıyor. Dünyadaki yerimizi tayin edebilmek için bizden daha gelişmiş, refah seviyesi daha yüksek ülkelerle karşılaştırma yapmak zorunludur. Fakat bunu yaparken tüm değişkenleri dikkate almazsak hataya düşeriz. Ülkemiz fakir bir ülke. Harcanabilir gelirimiz az. Kazancımızın çok büyük kısmını sadece bugün hayatta kalmak için harcıyoruz. Yarına dair fikrimiz ve vizyonumuz yok. Bu da bizi rüzgara göre yön değiştiren gemi haline getiriyor. Son 15 yılda yaşanan inşaat çılgınlığını, dünyanın en ilkel işlerinden olan bina yapmayı kolay kazanç kapısı haline getiren yöneticilerin (dolayısıyla onları seçen bizim) vizyonsuzluğuna bağlayabiliriz. Barınma temel bir ihtiyaç olup her vatandaşın bu hakka sahip olması gerekir. Bu esasen sosyal devletin görevidir. Ülkemiz öteden beri fakir bir ülkedir. Sanayi güdüktür. Mal üretebilmesi için gerekli kaynaklar kendinde olmadığı bunları dışarıdan alması gerekir. Petrol, doğalgaz gibi enerjisi yoktur ithal eder, araba, çip, uçak, telefon yapamaz ithal eder, tekstil malzemesi üretir ama üretecek makineyi ithal eder... Bu böyle uzar gider. Yeterince üretmediğimiz için de dışarıdan alırız ve bu da fiyatları artırır. Bu fiyat artışı her malda geçerlidir. Emlak da bunlardan biridir. Ülkemizde emlak fiyatları TL cinsinden her sene artmaktadır. Fakat bu fiyatların artması emlak balonu olduğunu göstermez. Örneğin bugün ete veya süte veya ulaşıma geçen sene ödediğiniz fiyatın %50 fazlasını ödüyorsunuz. Nasıl ki et balonu var demiyoruz emlak balonu var da diyemeyiz. Burada karşılaştırma yaparken TL gibi değeri oynak bir para birimine göre değil altın veya USD veya EURO'ya göre karşılaştırma yapmak daha makuldur. Böyle bir karşılaştırma yaptığımızda fiyatların artmadığını bilakis düştüğünü göreceksiniz. Malın maliyeti azalmadığına göre karlarda azalma var demektir. Buna rağmen bir gayrimenkulün alınması için gerekli parayı temin etme süremiz neden uzamaktadır? Burada cevap gitgide fakirleşiyoruz olmamızdır. Gelişmiş ülkelerle karşılaştırdığımızda ülkemizde korkunç bir enflasyon vardır. Bu enflasyon zaten dışa bağımlı olan üretim yapısı sebebiyle üretim maliyetlerini sürekli artırmakta bu da fiyatlara zam olarak yansımaktadır. Bugün benzine ve dolayısıyla her şeye zam gelmesinin sebebi budur. Kimse ürettiğini zararına satmayacağına göre bu haliyle mal fiyatları sürekli artırmaktadır. Yani yıllık %10 enflasyonun olduğu bir ortamda bugün 100.000 TL'ye alınan bir evin fiyatının 2 yıl sonra 121.000 TL olması gerekir. Eğer altında kalıyorsa ev değer kaybetmiştir. Bu değer kaybının sebebini o eve o parayı verebilecek insan sayısının azalmasında aramak gerekir. Yani insanların gelirlerindeki artış enflasyonun altında kaldığı için birikim imkanları azalmış bu da satın alma davranışlarında değişime sebep olmuştur. Kısaca fakirleşmişlerdir. Fakat enflasyonla beraber maliyet de arttığı için evlerin fiyatları TL cinsinden bir türlü azalmamaktadır. Bunu insanlar kendilerinin fakirleştiği şeklinde değil ev fiyatlarının arttığı şeklinde yorumlamakta ve genel fiyatların çok yüksek olduğundan dolayısıyla balondan bahsetmektedirler. Balon belki vardır ama çok çok sınırlı bazı bölgelerde olabilir. Genele baktığımızda balondan söz etmek mümkün değil. Ülkemizden 2 sene önce ev alan bir Alman kendi para birimine göre yine aynı fiyattan hatta fakirleştiğimiz için belki daha ucuz fiyattan ev alabilmektedir. Çünkü Alman'ın geliri 2 senede değişmemiştir. Fakat bizim gelirimiz azalmıştır. Olaya bu şekilde bakıp kerteriz noktasını fiyatların artması değil de bizim fakirleşmemiz olarak alırsak bu fiyatları anlayabiliriz. Yoksa balon var diyip kendimizi kandırırız. Önemli olan emlak fiyatlarının nereye gittiği değildir. Onu müteahhitler düşünsün. Önemli olan bizim daha sağlıklı ve huzurlu bir kentte yaşamak için neler yapabileceğimizdir.