dun yaptığım 'balon' değerlendirmesine damla tan hanım kı
dun yaptığım \'balon\' değerlendirmesine damla tan hanım kızımız kendini tutmak istemesine karşın fazla tutamayıp cevap yazmış. kendisi muhtemelen bir emlak şirketinde satış temsilcisi. muhtemelenpeynir ekmek gibi satılan konutlardan elde ettiği pirimlerle kendisine 1.4 motor bir araba aldı ve öğlenler woperburger yemek için hamburgercinin önüne çekip arkasını döndükten sonra sağ elini havaya kaldırıp arabasını uzaktan kumanda ile kapatıyor. işler bu kadar iyiyken konut alan insanların takip ettiği bir forumda kemal karaca diye biri çıkıp konuttaki suni buyumeden bahsediyor, haliyle damla hanım rahatsız oluyor. japonya örneğini verdim, biraz açayım. geçmiş yıllarda japonya\'da da bizde ki gibi konut patlaması yaşandı. ilk zamanlar konut alanların büyük karlar elde etmesi, konut ihtiyacı olmayanların konut sektörünü yatırım aracı olarak görmesine neden oldu. bu dönem öylesine bir çılgınlık haline geldi ki, bir ay önce 300 bin yen\'e alınan konut, bir ay sonra 400-450 bine alıcı buluyordu. hukumet japon yeninin dolar karşısında değerlenmesini engellemek için faizleri düşürünce konut çılgınlığı aldı başını yürüdü. bu çilginlık sayesinde japonya nın toprak değeri hem sovyetlerden, hem abd den iki kat daha değerliydi. ama tabii ki bu bir suni buyumeydi, en nıhayetinde japonya büyük bir darboğazın eşiğine geldi. mesele konut ihtiyacı olmayan insanların bu işi yatırım aracı olarak görmesi. eskiden kurbanda 5 kişi birleşip danaya girerlerdi, şimdi 5 kişi birleşip 2+1 daireye giriyor. neymiş efendim çok karlıymış. bu büyüme sunidir, halkalnın toplam değeri neredeyse nişantaşını geçecek, bahsettiğim olay bu. toplum büyük bir aile gibidir, aile bireylerinden biri mutsuz olunca diğerleride mutsuz olur,kimse banane diyemez. yoksa amacım damla hanımın sandalye ye yarım oturup yan durup woperburgerini ısırıp daha yutmadan arkadaşlarıyla ettiği sohbeti bölmek değil.
Cevap : Anladım... Ama Damla Hanım ile bu kadar dalga geçmenizi anlayamadım) Ne gerek var... Bırakın Damla Hanım canı neye istiyorsa ona binsin... Canı ne istiyorsa onu yesin... Bu sektörde çalışanlar o kadar da mutlu değil... İstanbul için söylüyorum Alacağı daha çok yol var... Bence boş zamanınızda bir dünya haritasına bakın... Japonya nere? İstanbul nere? İstanbul'un çok farklı bir cazibesi var... Bunu anlayın artık... Faizlerin düşmesinden kaynaklanan talepte bir artış var... Ama bu balon düzeyinde değil... Belki köpük düzeyinde olabilir... Gelişmeleri takip ediyorum... Kaptan köşkünde ben varım... Bu ülkede yaşadığım sürece emlakta balonun oluşmasına izin vermeyeceğim... Tüm göstergeleri sürekli kontrol ediyorum... İçiniz rahat olsun... 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'in "Demokrasinin teminatı benim" diye bir sözü vardı... Bu sözü "Bu ülkede sağlıklı emlak piyasasının oluşmasının teminatı benim" şeklinde değiştiriyorum... Bakın insanlar nereden nerelere geliyor... Neleri hesaplıyor... bu ülkede emlak piyasası 5 yıl öncesine göre çok sağlıklı bir noktada... 5 yıl sonra daha sağlıklı bir piyasa olacak... İnsanlar nasıl bilinçleniyorlar görüyorsunuz... İdeal seviyede mi? Değil... Biz bilinçlendirmeye 10 yıl önce başlasaydık çok daha iyi noktalarda olurduk... Görüşleriniz ve bu platforma ilettiğiniz görüşleriniz için teşekkür ederim.. Herkes aynı şeyi söylüyorsa orada tenbellik vardır... Ama birileri farklı görüşü ifade ediyorsa orada düşünenler vardır... Ha... Halkalı'nın nişantaşı'nı geçmesi çok doğal... Nişantaşı bu haliyle yaşlanan ve Türkiye'nin büyümesinden etkilenmeyen kesimi barındırıyor... Başakşehir, Halkalı, Ispartakule yada Bahçeşehir ise Türkiye'nin üstünde büyüyen kesimi... Eski çamlar bardak olurmuş... Eski değer yargıları da bardak olmasa bile değişiyor... Birgün Başakşehir'deki ev fiyatları Bağdat Caddesi'ni geçerse demek istediğim daha iyi anlaşılacak... Tabi benimki biraz iddialı bir ifade değil... Toplamda değil... Metrekare bazında)